17.01.2007 - 11.15
kuzucum, geldim bastık broşürleri, 2 adet kitabı..onay bekliyoruz, boş geçen geçmek bilmeyen dakikalar fanusuna alındım tekrar.. dedim ya kendi işime gücümede bakamıyorum bir hazır ol, komut bekle hali söz konusu.. şimdi deniz aradı, önderden senin aile merkezi telefonunu almış aramaktaymış seni, ulaşamyınca bana sordu, selam yolladı gözlerinden öptü, fırsatım olursa izmire gelmek isterim dedi sağolsun.. belki pınarın doğumuna özdemir gelirken beraber gelebilirler... ben de onlara denk getirip getirmemeyi düşünüyorum, bi onları bi beni görsen 1 hafta şenlik yerine 2 hafta şenlikli geçse daha iyi olur heralde..
neyse gelsin bakalım o vakitler, .. şimdi konuşulacak daha neler neler varken dimi, unutmuşum farkedip duruyorum anlatacaklarımı, ankarayı ankaralı olmayı kendi kendime konuşup durduklarımı .. ya da messerchups ın şubatta istanbulda olacağını, ya da nebiliyim sanat sergi havadislerini haha en önemli şeyleri hep unutmuşum, bi dongunluk bi sıkışık mutlulukla tüketmişim 2 günü.. ohhh be diye ferahlamışım anca, yüzün gözün kazınmış hatırıma... ne gerek konuşmaya derken içimden dalıp gitmeyi tercihetmişim.. unutuveriyorum herşeyi, unutmak nasıl bir mezhepse dinden içeri.. dediği yunus emre'nin.
zafer'in kitabını okuyorum ders aralarında, bide eksen de yaptığım gibi şarkı ilustrasyonları yapmaya başladım, sonracıma radyo odtü ye de mail attım, program yapabilirmiyim diye.. cevap beklediklerime ekledim..
ankara ünv radyo televizyon sinema master programına baktım, ingilizce öğrenim görenlerden tekrar toeffl yada herangi bi yeterlilik istemiyolarmış, diğerlerinden de tömer yeterliliği yetiyormuş, less de 45. bütçe planlamasına aldım, mart gibi less e başvursam, mayıs da sınav, ağustosta mastera başvursam - radyo tv sinema - nebiliyim düşündüm öyle..
mehmet de galiba işte yaptığı şeyleri koç üniversitesi master hocalarına mı göstercekmiş tam anlamadım, fatma teyze mail atmış, sorarım gene .. ama master yapmak istiyormuş o da.
aşkım bak bu kiki smith in adresi daha vaktin varsa azcık da buna takıl
http://www.moma.org/exhibitions/2003/kikismith/
enter web site dan..
bu blogu senin vaktin oldukça okuyacağın bir şey olarak düşünmeye başlamalıyım artık, kendi karın ağrılarımı yazmamalıyım..yılbaşında babam 3 tane ajanda verdi bana.. al başına belayı dedim.. yazmasan olmaz, vakti geçer tarihi pullanır, e bi kişinin de 3 ajandası ancak o kişi bensem olur diye koyuldum dün gece , biri iş ajandasıydı zaten gördüğün..diğerini ev ajandası yaptım, bahaneleri sıkıntıları oraya belki yığarım yada kısa notlar evde yapılacaklar..
pijamanı giy, pufa otur, kitabını karıştır, 50 mekik, yatmadan 3 amin.
blogada işyerinde mesela yazarım.. o da aevet ayrı dert daha henüz odamda oturarak yazabileceğim bir bilgisayar düzeneği yok, yatağa yatarak yazıyorum - bu defter içinde geçerli.. sol kolum uyuşana kadar yazıyorum.. yada belim tutulana kadar.. pc hantalca yer işgal ediyor.. nete bağlanabilen seyyar mac gençliğini ve güzelliğini eskitiyor.. ben hüsran dizginlerimi boşa salaraktan iş çıkışı evini hayata dargın ifademle daha da beter hale getiriyorum..
ama ne yapılır ne yapsam bilmiyorum, hem zaman çok hızlı geçiyor hem de yavaş.. hem çok rahatım evde, hem sıkıntılı.. hem en sevdiğim 2 diğer insan yanımda hem yapayalnızım.. hem sen varsın aklımda hep sen varsın gelecek.. dur bunlar geçecek - daha yeni atıyorum yol yorgunluğumu, kamilsizliğimi, kardeşsizliğimi.. ankara boş - rahat ama boş - aslında iş çıkışı evde azmak tozmak için daha ideal bir işim olamaz, radyo gibi 5 de bitiyor iş, 6 gibi evdeyim tamam erken yatsamda 12 de, 6 saat vakit var ve yorgun daolmadığım vakitler.. ama ne yapcağım şeyler beni heyecanlandırıyo, ne de bişey yapmıyorum diye içim rahat.. uyuşuk çıkmazlarım benim yüzyıllık meselem, geçer aşkım biliyorum, senle konuşmak senle olmak istiyorum sadece biran evvel, kendi evimi istiyorum, geçicilikte yer bulamıyorum belki.. sadece bi gayret etsemde bari annemle babamı hoş tutsam, onlara doysam..geriye baktığımda bir onu yapabilmiş olmak isterim, 5-6 ay onlarla güzelce vakit geçirsem yeter..
seni çok seviyorum aşkım, azıcık silkeleneyim, bi girene karşı doğrulayım, ağzımı çalkalayım... yazarım geri.
neyse gelsin bakalım o vakitler, .. şimdi konuşulacak daha neler neler varken dimi, unutmuşum farkedip duruyorum anlatacaklarımı, ankarayı ankaralı olmayı kendi kendime konuşup durduklarımı .. ya da messerchups ın şubatta istanbulda olacağını, ya da nebiliyim sanat sergi havadislerini haha en önemli şeyleri hep unutmuşum, bi dongunluk bi sıkışık mutlulukla tüketmişim 2 günü.. ohhh be diye ferahlamışım anca, yüzün gözün kazınmış hatırıma... ne gerek konuşmaya derken içimden dalıp gitmeyi tercihetmişim.. unutuveriyorum herşeyi, unutmak nasıl bir mezhepse dinden içeri.. dediği yunus emre'nin.
zafer'in kitabını okuyorum ders aralarında, bide eksen de yaptığım gibi şarkı ilustrasyonları yapmaya başladım, sonracıma radyo odtü ye de mail attım, program yapabilirmiyim diye.. cevap beklediklerime ekledim..
ankara ünv radyo televizyon sinema master programına baktım, ingilizce öğrenim görenlerden tekrar toeffl yada herangi bi yeterlilik istemiyolarmış, diğerlerinden de tömer yeterliliği yetiyormuş, less de 45. bütçe planlamasına aldım, mart gibi less e başvursam, mayıs da sınav, ağustosta mastera başvursam - radyo tv sinema - nebiliyim düşündüm öyle..
mehmet de galiba işte yaptığı şeyleri koç üniversitesi master hocalarına mı göstercekmiş tam anlamadım, fatma teyze mail atmış, sorarım gene .. ama master yapmak istiyormuş o da.
aşkım bak bu kiki smith in adresi daha vaktin varsa azcık da buna takıl
http://www.moma.org/exhibitions/2003/kikismith/
enter web site dan..
bu blogu senin vaktin oldukça okuyacağın bir şey olarak düşünmeye başlamalıyım artık, kendi karın ağrılarımı yazmamalıyım..yılbaşında babam 3 tane ajanda verdi bana.. al başına belayı dedim.. yazmasan olmaz, vakti geçer tarihi pullanır, e bi kişinin de 3 ajandası ancak o kişi bensem olur diye koyuldum dün gece , biri iş ajandasıydı zaten gördüğün..diğerini ev ajandası yaptım, bahaneleri sıkıntıları oraya belki yığarım yada kısa notlar evde yapılacaklar..
pijamanı giy, pufa otur, kitabını karıştır, 50 mekik, yatmadan 3 amin.
blogada işyerinde mesela yazarım.. o da aevet ayrı dert daha henüz odamda oturarak yazabileceğim bir bilgisayar düzeneği yok, yatağa yatarak yazıyorum - bu defter içinde geçerli.. sol kolum uyuşana kadar yazıyorum.. yada belim tutulana kadar.. pc hantalca yer işgal ediyor.. nete bağlanabilen seyyar mac gençliğini ve güzelliğini eskitiyor.. ben hüsran dizginlerimi boşa salaraktan iş çıkışı evini hayata dargın ifademle daha da beter hale getiriyorum..
ama ne yapılır ne yapsam bilmiyorum, hem zaman çok hızlı geçiyor hem de yavaş.. hem çok rahatım evde, hem sıkıntılı.. hem en sevdiğim 2 diğer insan yanımda hem yapayalnızım.. hem sen varsın aklımda hep sen varsın gelecek.. dur bunlar geçecek - daha yeni atıyorum yol yorgunluğumu, kamilsizliğimi, kardeşsizliğimi.. ankara boş - rahat ama boş - aslında iş çıkışı evde azmak tozmak için daha ideal bir işim olamaz, radyo gibi 5 de bitiyor iş, 6 gibi evdeyim tamam erken yatsamda 12 de, 6 saat vakit var ve yorgun daolmadığım vakitler.. ama ne yapcağım şeyler beni heyecanlandırıyo, ne de bişey yapmıyorum diye içim rahat.. uyuşuk çıkmazlarım benim yüzyıllık meselem, geçer aşkım biliyorum, senle konuşmak senle olmak istiyorum sadece biran evvel, kendi evimi istiyorum, geçicilikte yer bulamıyorum belki.. sadece bi gayret etsemde bari annemle babamı hoş tutsam, onlara doysam..geriye baktığımda bir onu yapabilmiş olmak isterim, 5-6 ay onlarla güzelce vakit geçirsem yeter..
seni çok seviyorum aşkım, azıcık silkeleneyim, bi girene karşı doğrulayım, ağzımı çalkalayım... yazarım geri.
0 Comments:
Post a Comment
<< Home