Friday, December 22, 2006

22.12.2006 - saat: 21.55

çok zor dedin herkes yapamaz dedin, çok sıkılıyorum zaman geçmiyor dedin, herkes benden daha güçlü dedin, keşke gelmeseymişim aklı olan gelmezmiş dedin, sonra yapmak daha zor olacaktı ama dedin, herifin teki bağırta bağırta 2 günde gençliğe hitabe mi ne bi marş öğretmiş, tüm gün 18 kere aynı şeyi yapmaktan zaman bitürlü geçmiyo gibi geliyomuş,..12sinde çarşıya çıkılıyomuş,....
osman, geleceksen 12sinde gel dedin ya bitanem ben yarın niye atlayıp gelmiyorum nasıl duruyorum niye duruyorum burda, hastayım ateşliyim diye desen sende hastasın ateşlisin.. aşkım nasıl muhtaçsındır nasıl ihtiyacın vardır şimdi birilerine, hasta hasta oralarda kaldın tekbaşına, yarın atlasam gelsem pazar görsem seni yarın akşam kalsam biyerde babamdan bişekilde izin alamam hastasın der bırakmaz, ben böyle bişey görmedim dedi babam da boğazım daha önce hiç böyle olmadı osman, sen gittiğinden beri hergün deli gibi sigara içiyorum ya o azdırdı, yada 3gün o buz gibi odada sabahtan akşama durmaktan oldu, tükürüğümü yutarken gözümden yaş geliyo, ışıkla baktılar bende gördüm tüm boğazım irili ufaklı kist gibi topcuklar bombelerle dolu kırmızı beyaz pütür pütür - babam demin nöbetçi eczane aramaya çıktı bissürü ilaç almış geldi, şimdi yarın izmire gitcem desem basıp gelsem izin mizin hakgetire diyip, baya zor olur dönüş param bile yok maaşı alana kadar baba parası nevar ne yoksa, 12 sine kadar sabretmek istemiyorum hatta oranın önünde yatıp kalkmak istiyorum, bitanem aşkım çok özlüyorum özlediğimi desemmi demesemmi bilemiyorum, telefonda sesin kötüydü çok, mana çıkarmıyorum hiç ama ben mi sıkıyorum yalnışmı konuşuyorum diye hep düşünüyorum kapayınca, uff tamam heralde iyi ya hadi kapadım filan diye sinirli sinirli kapıyosun, ya da konuşuyosun, uzattığım içinse o kadar kısa ve yetersiz geliyoki bana o konuşmamız bile, bilemiyorum tabi ordaki sırayı ortamı filan.. 2 saniye daha sesini duymak istiyorum sadece, ne dersen de, sesini ev telefonundan gittiğinden beri bukadar ilk defa yakından duymak istiyorum, uykundan yatağından kaldırdım diye kızdıysan da haklısın onunda nasıl bişey olduğunu bilmiyorum belki ama bende burda osman deliksiz uyku daha uyumadım, sıkıntısız, tersiz, ..
herdakikamız inan aslında aynı ızdırapla geçiyor, sen onu gerçek gerçek yaşıyorsun bense senin yaşadığın artı benim senle yaşayamadığım bişeylerin ızdırabını yaşıyorum, sensizliği ve biokadar senin orda bensizliğini - kimsesizliğini ..devamlı canlandırmaya çalışıyorum neleri nasıl yapıyor olduğunu, devamlı fotoğraflarına bakıyorum, devamlı gözlerim yaşarıyor,hergece kokuna sarılıp kocaman nerdeyse birebir boyutta diye saçma bi avuntuya sığınarak uzun uzun portrene bakıyorum, her sabah aynı şeyi yapıyorum..evden çıkıyorum, telefon konuşmalarının 5 dakikadan sonra otomatik olarak kesildiği öğlen yemeğinde tek başına soğuk pilav ve 2 köfte yediğim iş yerime gidiyorum, tüm gün kimseyle tek kelimeyle anlaşamayarak çıkıyorum, eve geliyorum..telefon çalma ihtimalleriyle akşamı ediyorum, pudraya üzülüyorum bide..
yani bitanem bunları anlatıyorum, sesini duymaya çok ihtiyacım var diye, duyup kendimi rahatlatmak için değil seni merak ediyorum da merakımı gidermek istiyorum değil, sesin sadece boşboş şarkı söylesende bana sesin lazım, ilaç gibi nolur aşkım, sabredivercez geçcek demek için sana sen de bana yardım et, ne diyceğimi bilemiyorum osman, kolay olmuyo bana da hiç bitanem, üzmiyim hiç nolur oralarda kızdırmıyım seni - bi çarşı iznine çıkta okuyuver bunları, nolursun.. çok zormuş osman bana da
..

0 Comments:

Post a Comment

<< Home