sütlü kahve, pudra, ben ve aklımdan kaçan tenyalar

Wednesday, January 31, 2007

31.01.2007 - 15.16

hatırlamıyorum niyeydi, kaçgün ayrı kalacaktık ama seni en son gördüğüm yer, sanki eminönü vapur iskelesi.. bitürlü gözlerimi senden alamadığım yer, ayrılık an'ı. hani ben vapuru beklerken sen yanıma geçemediğin parmaklıkların ötesinde bana gülümserken, bian yok olduğun, bian dona kaldığım boşluğuna baktığım yer.. sonra belirmiştin tekrar, yüzünü gösterip şöyle bi..gitmiştin.
geri gelcen diye bekledim hep gene aynı boşluğa baktım, benzer renklere,, çıkıp gülcen kıkırdıycaz sandım.. gelmedin, dönmedin bidaha - seni son gördüğüm an o an gibi hep.
yumurtlarken aşşağıda birileri ben yukarda ağlıyorum ellerim iş yapıyor aklım uykuda şimdi..ayaklarım hiçbirine sormadan kalkıp gidiyo kapının yanına, her saniye en kuvvetli iplerle çekmesi için kapının dibine bırakıyor olduğum cep telefonunun yanına.. gözlerim yüzüne bakmak istiyo, cep telefonumda ki duvar kağıdında..
bakıp dönüyorum geri.

31.01.2007 - 13.41

geldim, 2 dilim köfte, bordo turp, sivri havuç yanında mercimekli süklüm çorbası yiyip..
diğer bloga bikaç komedi videosu ve dıngırtı bıraktım.. acelen yok nasolsa dışarsı da soğuk bakarsın usul usul.. hatırlatayım dedim.
http://beingherebeingthere.blogspot.com/
..
buarada işgüç bakınıyorm da arasıra radyoödtü iksv de yaptıın iş varya ondan arıyomuş, production menegar diyo, tanımıda kültür sanat ve müzik olaylarını takip etcek, gelen artistlerle müzikcilerle ilgilencek.. efenim işte yapılacak organizasyonnarda fikir vercek filan, marta kadar başvuru istiyolar, bi vurcam bakalım.. baya baya iş var aslında aşkım reklama grafiğe bakınca, görsel danışman yok sanat akıllısı filan gibi türlü tariflerle, neyse ben bakarım, gelipte dinlenir sonra sen kendin de bakarsın, için rahat olsun hep.
çıktım bi kenardan.

31.01.2007 - 12.25

canisimo,buraya gelince bi hüzün çöksede görmemezlikten gelmek tek niyetim.. kendime idame ettirmekle yükümlü olduğum 3 blog içinde en sevdiğim ama elimi en korkak kullandığım blog. kurşun askere ve kamile yazdım demin, seni henüz dinginleşen vaktime bıraktım, elalem yemeye gitsinde 2 satır aşkmeşk kokayım diye.. gelgörsenki telaşlıyım hala, gönülhanım uğrıycak, artık hele daha sık uğrıycak, bunu da dün iyi haber olarak verdi bana sevinceğimi düşünmek isteyerek.. neyse artık şemsiyemiz açık yolumuz ufka doğru demiştik dimi, hihi..
attığın bi mesaj vardı öyle ben ankaraya giderken, yolun açık gözün ufka dooru olsun yazmıştın, böyle birileri beni avucunun içine oturttuda taşıdı ankaraya, aynı şekilde de geldim geri.. kabara kabara ..öyle olmuştum, yazdığın dediğin en güzel şeylerdendi.
bitanem hadi gel bana bak saçlarımı sev gene, güzel şeyler diyelim birbirimize .. uykuda uyanıklıkta sevelim heryanımızı, saymadan öp yüzümü hadi. fatma teyze de hastalığımın geçmemesini sensizliğe bağladı, senin sevgin şevkatinden dolayı 2 sene boyunca az hasta olmuşum ve çabuk toparlamışım..şimdi resmen 1 aydır hasta gibiyim.. ve geçmiycekmiş gibi hala, burnum kremşanti gibi artık derim soyuluyo vede silmekten.. neyse dünden daha iyi gibiyim enazından bugün boğazım çok batmıyo, senin nasıl oldu hastalığın kimbilir, nöbetin başladı arıyamadın 3 gündür.. geceleri artık orası buz gibidir, baya soğuk poyrazlar gösteriyo ntv de hocam.. artık atkı eldiven filan taksan bari nöbetlerde, .. tam şuan beni düşünsen sonra..yemeyini yerken, aklından geçsem napıyodur desen,..bitanem ah bi yolu olsa şu cep telefonunun, annen baban değilimki ben yani uzunsüre konuşmasamda iyi olduğunu bilsem yeter diycem, sesini yani bildiğin hiçbir anlamı olmayan sesini duymaya kurulu bi insanım, sana aşık olan insanım, sesini duyunca heyecanlanan, kalbi çarpan, terleyen, o gece rüyaları değişen, yüzünün kıvrımları giden biriyim işte, zor durumda da kalmanı istemiyorum ama herkesinde kolayca yani isterse kolayca kullanabileceğini düşünüyorum cep telefonunu, içerde belki yanında olmayıpta ah keşke olsa diyenler vardır.. sen de devamlı değil belki ama kimsecikler yokken mesela taksan bi pirize 'alo oh' desek kapasak arada..okadar çok özlüyorum ki osman, bilmiyorumki senin şartların ve sanki tüm dünyan başka şimdi, belki sesim sana okadar gerçek okadar elzem gelmiyodur benim .. burası aynı ama, bildiğin şarkılarla bildiğin, şarkılarla sevdiğin yaşam, sen olmadan yaşamak istemeyeceğim yaşam, 2 aydır etrafta senin olmadığın yaşam.. aklımdasın herdakka devamlı gözümün önündesin perde gibi, sesini duydukça dalıyorum içine gözlerim tamamen kapanıyo..gerçekten açık olsa bile senle konuşurken gözlerim kapalı gibi oluyo - kararıyo burası bisüreliğine fade oluyo.. geçip gelmek istiyorum yanına, yok bi uzam - bilemediğim tutamadığım, hayalimde canlanıyo telefon klübeleri, duruşun, sigara içişin.. telefonu kapadıktan sonraki gidişin..
çok özlüyorm osman. çok aşığım.

Monday, January 29, 2007

30.01.2007 - 10.02

kuzusarmam, ah ne rüyalar rüyamda ne ballı börekler mercimekler..sorama!!
cuma günü işten erken çıkıp kendimi yatağa vuralı bugün oldu henüz çarşıya çıkıyorum daha, bugün derken salı, çarşı derken iş.. yattım kaldım çeçe piresi, valla olmuyodum 10 senedir böyle hasta ufaldım cebime daldım.. neyse kalktım geldimki bugün biyığın iş sarmış duvarlar macun macun - ploterda renk renk çıktı, alıyorum alırken yeni kameramla videosunu çekmek istiyorum okadar şahane ki sorma o CMYK nın tane tane belirişi kaat üstünde - o bakarkenki alice alice diyarlar, neyse kamera gelmiş buarad kamilin ellerinde kıymetleniyo, kokuyo kardeşkardeş..
tatlım kaymaklım çok fenafillah birdiğer yeni olay gereği bi yandan gene kapının hersaniye heran açılıvermesi telaşataklarımla sığdırmaya çalışıyorum kendimi kalıbıma.. yok busefer daha beter kazıklı voyvodaya denk geldim, kadın - gönülhanım beni benim istedğim den çok kaale almaya başladı, hastayımdır üstüste filan diye ve bikaç kere sırf şikayet esprisi olsun diye huuu burda konuşmayı unutcam filan demiştim neyazıkki, bana biri annem yaşında diğeri daha büyük 2 arkadaş sipariş etmiş, bugün geldiler.. masalarına yerleştiler kıyıdan , 'sinem hanımcanımm ahh bundan sonra burda beraber olcaz' diye de birbirimizi tebrik ettik bi müddet, süzüm süzüm hani bu benim kümesimmm laaan diye bağrındı içimde yavru horozlar, da duyan olmadı..soğuk ama bura çok işte durgun biraz hep burdamı olcaktınıznız nızz acaba ?
e valla hep kalamayız da gönül hanım tayin ettiler, arasırada olsa özellikle yoğun iş varken sizi yalnız bırakmamak için geleceğiz..dediler.. hayda elele mi tutuşcaz, kardeşim yani teyzecim benim konsantre olmam lazım, muhim yani öyle size gelmişimi geçmişi sıralayaraktan ben iş yapamam, her dakka pırtım gelir benim sonra..

neyse tefecik huzurum yün çocuk kılığında uzaklaştı buralardan topak topak, .. rahat rahat o blog senin bu artistik site benim yok esnemelerim yok ağlamalarım ahh yalan oldu, iş oldu bura şimdi sıkıcı daha dünden. vardır belki de hayrı çıkar aheste aheste -

şimdi derhal şusaniye çıktısı bitan koca koca yaptığım 15 tane afişin kenarlarını traşlatmaya götürüyorum aşkım, bugün ara nolur..
sana hasretlikten nası kilo verilirmiş annatayım, rüyamda neler neler ohhh mercimekli börekler mi dersin dedim ya, sora bi kalktım o rüyadan1 kilo daha vermişim.. annem dediki hasretlik oldu bu hihihi, o ne dedim 'aşktan' dedi, utandım duymamazlıktan geldim 'o ne yaaa' dedim, kızım olur öyle filan diye o da geçiştirdi..valla geleli vermişim 3-4 kilo hesapladıkta tartıynan. hemde deli gibi yiyorum bi yandan. alla allaa.
seni ve gaipten gelenleri seviyor öpüyor - allamenafet bi karın ağrısıyla ayrılıyorm, elayak çekilene dek..

Sunday, January 28, 2007

28.01.2006 - saat 17.35

bugün saçlarımı üzüm çekirdeğiyle yıkadım, dökülmesini önlüyomuş ve kepeklenmeyi, bianda kabardı şişti saçlarım..biribin yaptı desem yeridir.. hadihayırlısı, sonra yüzüme yeni aldığım gözenek sıkıştırıcı komplesi uyguladım, göze temas etmeden 15 dakika bıraktım yüzümde - ılık suyla yıkadım, yumuşacık oldu yüzüm, cildim gerildi.. kızardı vede biraz, belki tahriş oldu güzelleşeyim derken..
pc nin yanındaki küçük yere mac i sığdırdım şuan ilk defa yatağımda değil adam gibi masada oturarak yazıyurm, annemler gündemdışı oruçlarını açtılar, pazar günü bugün sessiz ev günü, hasta ben, oruç annem oruç babam, internette dolandım işte bende sabah - kollektif sanatçılara bakındım,önderin kataloğuyla ilgili - projede ismi olanlardan bazılarını bulamadım bazılarını buldum bazılarını sevdim.. kendikendime kafama göre takılırım diye zaten ben kalkıştım bu işe, yoksa zaten yapacak kişi var - belli yani bu bana meşgale olsun diye..ama önder yok sen yap güzel olursa kullanırız dedi.. neyse kağıt biçimi, formatı hakkında düşündüm, bilgi vermek mecburiyetinde bişiy olcak sanırım gıdıklayıp bırakamıycak yani eline alanı, sergisi de açılacak sanıyodum ben projenin ama sadece katalogdan ibaretmiş, yani 80 sayfa kadar kitap kılıklı bişiy olsa daha iyi dedi, ben tsört yok maske fln bile tasarlanabilir katalog olarak diye düşünüyodum.. aman neyse işte bilumum hayali ilik..
sonra youtupe bakındım baya, adam ant izledim, the carter, sparks ın parfume unu buldum - düğünmarşı olsun istedim gene, düğün demişken bugün falında 'busıralar evlenmek ve çocuk sahibi olmak için kuvvetli istekleriniz var' yazıyodu dün yani cumartesi de 'değişik ve alışılmadık aşk maceralarına atılabilirsiniz' diyodu, ayy içini kıydım aşkım gene - bi mahmur bi hasta bi ıhlamur günü geçirdim.. dur sana bari eğlencelik bişiy koyyim, ama emsalini değil, linkini koyyorum gider bakarsın diye.. seni çok seviyorum.

http://www.youtube.com/watch?v=yLup8wjbSIo&mode=related&search=

Saturday, January 27, 2007

BURDAN YUKARSI ÇARŞI SONRASI

ah canm aşkm,biricik sevgilim çarşılara çıkmışsın da bloglara heycan basmış.. şimdi bu ayracı atma ihtiyacı duydum, bisonraki çıktığında burdan sonrasına olmadı gözatarsın diye, bide aslında emin olamadım hepsini okudum dedin ama sol taraftan december 2006 yok 2007 filan diye arşivden şimdiye kadar yazılan tüm yazıları seçtinmi acabola? yoksa pek öle 1 saatte okuncak gibi diildi, okusan da hani çarşın daha eğlenceli geçcek gibi şeyler yazamadıımın farkındayım hep, yani linkler nebiliim güzel şarkılar videolar bulupta koymuş olabilmek isterdm kendimden kendimden sevgimden özlemimden bahsedip durcaama, zaten bildiğin telefondada duyduğun şeyler değilde cazibeli , meşgul edici şeyler atamadım hiç..neyse bu başlığın üstündekiler bu hafta yazcaklarım, enazından bunu ayırayım.
seni çok sevyiorm, yatıcam.

Thursday, January 25, 2007

25.01.2006 - saat: 15.37

bitanem buraya koymuyorum videoları hem çok şişiriyo hem dediğim gibi görsel olarak uymuyo :) bi öteki bloga zahmet edermisin nolur çok komik bi tip koycam şimdi, enfes sabahtan beri buna gülüyorum - blogda yazının başlığına 'bir kahkaha bir bonfile gücündedir' diycem ordan bulursun ..
seniçokseviyorum
işlaah sesi olur izliyceğin bilgisayarda ..
http://beingherebeingthere.blogspot.com/

25.01.2006 - saat: 11.57

canım aşkım, dün korktuğum başıma geliyodu nerdiyse gelmedi - genede bi türlü olmadı konuşma, yani sinmedi öyle hiç içime.. telefonu attım savurdum zati sonra allancezası telefonu sesi çıkmıyo kimle konuştuğumu anlamıyorum.. yolda yürüyoduk arabaya doğru daldım hemen bi apartman boşluğuna, araba seslerinden kaçıyım derken, telefonun sesini duyunca çantamda daha elime almadan aha işte osman arıyo dedim önderlere, sonra elim ayağm karıştı koştura koştura konuşcam derken senin kontorun bitti, bende de yoktu -2 kontor vardı genede aradım sen kapatınca ankesörlüyü, sana niye kapat 2 saliselikde ben arıyım demedimki diye delirdim,, çocuğun tekine dedim yarım dakka önce konuştuk nolur hemen baarın diye, baardı çaardı yok gitmiş heralde dedi..
önderle bora da konşmak istemişti, sordu durdu önder napıyomuş ne dedi ne dedi.. ufffh neyse işte dünde böyle geçmiş oldu bekle şimdi 2 gün daha hatta bekleme çünkü kontorun bitti arayamıycaksın hiç..işallah memet hemen yatırır şu parayı aşşalık bok kafalar benim paramı yatırmadı hala, 40 gün oldu ..yatıncada nemenemse 15günlük yatacak .. devlet elinde rezillik valla.. artık çaktırmayı düşünüyorum gönül hanıma filan, yatmadı acaba bi terslikmi var diycem.. normalde onların ilgilenmesi grekmiyo benim maaşımla da bakalım..
aşkım, taa 9.bucuk lara kadar gene çalışmış bişiyler yapmışsın ..işallah çarşıya bari çık bu hafta..noluyo napıyosun ki anlamıyorum, konuşamıyoruz doorudürüst, sağlığın iyimi, öksürüğün geçtimi, kütüphaneyede gidemedin heralde bu hafta.. canım aşkım sana ne kitaplar getircem gelirken, deliliğin tarihini sonrada okursun yeni yeni şeyler getircem.. buarada önderin burdaki evindeymiş o senin bahsettiğin kitap, vercek belki bana.. iyiymiş okulu ödevi filan, murtezaoğlu metnini yollıycak 2mizide güzel olmuş kadında sevmiş çok.. belki yayınlancakmış plato da yada artistte filan.. artık derse sepete vercem kendimi çok sıkılıyorum diyo, evden bile sıkılıyorum ev anlamını yitirdi müzik dinlediğimiz beraberce yorgun argın geldiğimiz yer değilki artık diyo..özdemirle hiç görüşmüyolarmış, biz gittikten sonra beraber dışarı bile hiç çıkmamışlar.. onlar handeyle evde oturuyolar ben gülşahla çıkıyorum çıkarsam dedi.. neyse takılsa azcık şu dergi yazı sanat işlerine, bi güveni gelmiş kendine hani yapası olduğu bidolu şeyi farketmiş gibi anlattı durdu hevesli hevesli.. neyse boroda staja başladı,dün 2. günüydü ..boşboş duruyomuş şimdilik, gene alkolü bıraktı ve rejime girdi, sigarayı da yakında bırakacakmış..kafasını sağsalim istiyomuş, beynini istiyomuş filan .. ben de iş halindeyim, göstereyim diye arabaya sallamıştım bikaç yaptığım broşür yada dosya nevarsa işlerden ..önderle boraya gösterdim, tabi anlamak zor olabilir belki yada anlatmam gereksiz sonuçta zaten de..genede yapıp ettiğim şeylere operatör işi diiyp geçtiler önder bazılarına senmi yaptınki bunu filan dedi, o beni bi grafiker olarak dahi görmediğinden, alelade bi afişi benim yaptığıma inanmadı..ben ama gerçekten burda sıkılsamda bozarsamda çok şey öğrenerek ve halimden gayet memnun olarak çalıştığımı söylemek ve bi heveslen göstermek istemiştim yaptıklarımı, ne gerek varsa,.. kendi kafesimden çıkmak için sadece hani bakın şunnarla uğraşıyorum tüm hafta sadece bunla geçti ve belki bunu severek yaptım ama bakın bide şöyle saçma işler var filan muhabbeti..beni hep kendini anlatıp duran bi insan zannederler ya aslında öyle değilim, öyle olmaya gayret ediyor olabilirim anca, yani benim kadar hatta kendini anlatmayan olamaz, dün 4 saat oturduysak benim işlerim - hayatım - evim - iş dışındaki işlerim filan hiç mi hiç konuşulmaz soran olsada ben cevap veremediğimden adam gibi kaynar gider.. 2-3 cümleyle mi yetinmiyorum acaba daha daha fazla fazla konuşmak istediğimden mi yetmiyo - kendimi anlatamadım sanıyorum neyse ne, önemli değil arabaya binip önderi bırakmıycak olsaydık hiç göstermiycektim zaten, göstermeme kararı almış olarak ve dosyalarımı arabada bırakarak inmiştim,..arabaya binince ve boranın oturduğu ön koltuk üzerinde olunca dosyalar bora eline alıp kendisi bakmaya başladı, ortaya çıkmış olanlar hakkında da 2 satır laf ettim yan gözümle okadar, hiç valla aşşalancak takdir edilmicek bi şey diil,hakediyorum kuruş kuruş bol keseden havai maaşımı.
.neye bozulduysam şimdi yok valla bişiye hiç bozulmadım aşkım, senle vıdıvıdı etmeyi özledim, kafanı şişirmeyi - şişirken şişirken acaba sıkıldınmı diye düşünüp, anlattığım şeylere katlanacak kadar beni sevip sevmediğini sorgulayıp, herdefasında bana çocuğunu anneni arkadaşını sever gibi severek bakman ve dinlemeye devam etmenle sana bidaha aşık olup - her defasında bunu farketmeyip..kat sayısını hesaplayamayıp aşkımın şimdi sadece seni çok ama çok çok özlüyorum, delircek gibi oluyorum ama onunda farkına varamıyorum, bakıyorum dışardan bazen delircek gibi olmuşum çoktan –
kaçırmışım kendimi, bekliyorum ki gelsin..
kalaylanmış gibiyim balmumu belki,
bütün vücudum kafam ağzım balmumuna batırılmış gibi yada ince bi fırçayla sürmüşler.. farkında olmamayı seviyorum şimdilik, kendimi anlatmamayı, sen gelene kadar enazından biraz ayaklarımın yerden kesik olmasını istiyorum..dayanamam yoksa, dayanamam normalde ben buna, sarılmayı koklamayı bırak - şimdi seni arıypta konuşamamaya, ..
annem ve diğer herkes şaşırsın metanetime..
beni pudra anlasın sadece..

Wednesday, January 24, 2007

İŞALLAH AKICI YAZIYORUMDUR NASI OKUYCAN BÜTÜN BU ESKİPÜSKÜ ŞEYLERİ

24.01.2006 - saat: 11.42

canm. izmir 18 - ankara 12 derece bugün..heryan güneş, arabayla geldim ben de.. radyo odtüde hersabah 'modern sabahlar' diye bi program varya, ege ve oktay diye 2 tip onlara güle güle, komik baya. dün gönül hanım baya bi değişiklik yaptı bu odada, hasta olduğumu gözlerimin altının artık soğuktan morardığını görünce, içerde fuzuliden tırışka bi çay odası var bize gönderilen 2 sobadan birini arif usta o odaya koymuştu, diğerini de kendi salonlarına almışlardı zaten.. kadın gelzaman gitzaman bunu dün benim o halimi görünce farketti, kızdı azcık onlara, o çay odası gereksiz dedi önce yaşam alanlarını bi ısıtalım, sıvadı kolları engin fizikçi edasıyla ben seni ısıtmasını bilirim diye odanın altınıüstüne getirdi. bildiğin dekorasyon yaptı, çok komik..yani sadece çay ocağındaki fırını bana getirmekle kalmadı fırınların duracakları açıları hangi duvarlara yaslanacaklarını ve dahi benim masamın konumu sandalyemin fayansla ilişkisi filan derken oda ısındı cidden, ben babamın aldığı ve eskiden aslıdan kalma fırını dibime sokuyodum ısınmak için, ve bi terleyip bi donuyodum - sırtım su gibi olurken ayaklarım hala üşüyodu filan.. şimdi uzağımda fırınlar - odanın mutelif yerlerini biraz uzatmalı dolaylarla beni ısıtıyolar.. neyse midem bulanıyo öte yandan, 1000 miligram çaktım sabah paracetamol, amerikanca bi ilaç 12 yaşından büyük çocuklara günde 4 saat arayla 1000 miligram diyodu, yada ben öyle anladım, hesaplıyorumda baya fazla yapıyo, muhtemelen yanlış anladım.
belki geçer hastalık kendiliğinden diye bekledim, geçmiyo.. antibiyotik gene şart oldu.
geçmiş olsun dedin sen - geçmedi, öpsen geçermiydi, limon sıksan?
kuru kuru sevgi, kase kase saç oldum, içimde bi gıdım sıfıra sıfır enerji, gene akordum bozuldu, hastalık malum..
hırant dink aşşa hırant dink yukarı, daha konuşulmamış bi yığın şey var kanımca, bugün çıksa başka biri aynı şeyleri dese aynı kefeye konar, aynı topa dizilir gırtlağından, e be ne menem yürüyüştür bitmedi, bi durun başka şeyler hallolmadı ki.. adamcağız cidden kurban gitti, kim vurduya yada bok yoluna niyazi .. çok üzüldüm, hiç şaşmadım.. dokuz köyden kovuldum - perihan madenin şu yazısını okudum - sevdim..
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=210592..
du bu cümlelerimi kurşun askere de koyayım, hande çok manalı enstantaneler yakalamış blogumuza, bende aşşa kalmayayım, sosyal vecibelerim kımaşsın efem,

aşkım herşeyim, hadi dön bee artık yettimi yetmedimi, gına getirten otu 2 tutam hatmi böreği nolur yaptım ben büyüleri sen dön aşkım ben seni adam ederim, evire çevire hadi..
valla uslanmaz haldeyim, kah problem üstü kah pilav..genede elim fikrim o işte, anladın sen onu.. gel bi buramburam seveyim. afişlere vurdu halim, kadında şaştı dün 'seni buraya kapamamız yaramış' dedi, 1 afiş istiyolar duramıyorum 6 afiş yapıyorum 3 de şirketten diyip yeni fikirler ekleyip bide o fikirlere faiziyle eşantüyon broşürler ..kafama göre yani yapıyorum da yapıyorum.. bunlar beni atmadan ben burdan ayrılmam valla daha paramı yatırmadılar ama ne yapsam da bayıldılar, bağıran çağıran yok, herşey sütliman.. gel sen belki sanada ben burda iş bulcam, yeni bi bilgisayar istedim, v,deo montaj için..bizim evdeki pc gibi - sadece video..belki grafiğin taşan yükleri, yani gerekcek zaten buraya adam.. du bakalım ben hazırlıyım zemini, kurayım hayalleri gelir gerisi..
aşkım lolipopum, çıkıyorum şimdilik - akşam üstü çıkmadan vakit olunca yada bidaha yazarım,
seni çok seviyorum.

Tuesday, January 23, 2007

23.01.2006 - saat 22.10

frdı bbbbbbbbvvvvvvvvvvvvvvvvv f xxxxxxxxxxxx
bitnam bu satırları pudra YAZdı hala yatıyo klavyenin ,stünde-bi bu kalmıştı.
aşkım seni çok seviyorum, boğaz pıtırıklarım fena azııtı fena gene, bi hrant dink bi binbir gece bikaç da ilaç içtimmi sabah olcak ..
yarın sabah 24 ü ocağın şubat diycez hafta sonuna, şubat - nisan - mart ..
olcak bitcek gitcek ..hersabah umutlansaydım her akşam dağılsaydı bide o, ya bide nezaman gelceğini nasıl gelceğini bilmediğim biyerlerde bişekilde olsaydın aşkım..
ay pardon bidaha okudum da şubat - mart - nisan
hihi.
dağdağa kavuşcak yada tavşan dağa yakında,
topu kökü 3 aya,
yatıyorum yanına - şimdi,
işallah iyisindir.

Monday, January 22, 2007

22.01.2006 - saat: 15.14

senelerdir ilk defa ajanda tutmamın faydasını bugün gördüm, bıcır zeynepin doğum günü olduğunu ilk ben hatırladım, ha hatırlamam bişeye yaramadı o ayrı.. akşam ararız evden diyerek unutturdum kendime ilk hissettiğim heyecanı.
aşkım, dün yazamadım bloga, artık blogdu ev ajandasıydı iş ajandasıydı karıştı ha bide sana mektuplar ajandası var şimdi, dün de ona yazdım, sonra koparıp 3-4 sayfasını zarfa koydum ..şuan nerde dersin o terli cümleler, babamın çantasında..anneme kapıcıya versin diye bırakmıştım, babam ben atarım demiş sağolsun.. işalla okumaz hihi, 'ilk gece - dün gece' diyip diyip durmuş olabilirim..
sabah erkenden başkan hoca efendi çağırdı derhal lere bürünüp odasına, baktı evire çevire çıktılara, yaptığım dosyayı çok beyendi.. broşürleri, 2 küçük kitabı.. 'GO AHEAD!' dedi sonra hahahe - orraytden dedim ben de..çıktım. şimdi baskıya hazır etmekteyim sevinçleri, bide gene acil süsü verilmiş işler yığıldı üzerime, 16 broşürden 16 afiş yapıcam yani her broşürün muhteviyatlarına dair ayrı ayrı 70 -e 100 afişler .. 4 tanesini salladım yapıverdim kendimce ama birinin gelip bakması lazım içeriğine, metnine..kendi kendime olmuyo, nükleer ve çevre afişi yapıyorum mesela içine chart koyuyorum kafama göre .. uhhff .. valla şiştimşiştim sorma osman, bi atomkafa blogu yapıp uğraştıım şeyleri koyuyim bari..
chukbery konseri varmış 2 gün önce valla güzel olmuştur kesin, bide özgürlerin sergisini merak ettim, karaokeli bişiyler kendi seslerinle kendi cd ni yaratıp alıp gidiyosun gibi yamuk bi tanıtımı var galeristte, sonracıma bidolu daha istek uyandırıcı, yanılmal istanbul tuzakları..
ankara dayım ankaralıyam - sevmeye başlamaktayım vede etrafı, niye dersen herşey kolay gerçekten herşey sakin - hem de hızlı.. ne istiyosan oluyo istediğin an.. belki istekler kısalıyo, istediklerin azalıyo o ayrı..
gideriz güzelim gene herşeye konsere sergilere.. nolcak -
seni çok seviyorum akşam evden devam ederim,..

Saturday, January 20, 2007

20.01.2006 - saat 21.24

aah bide bizim fırat hanım demirdöküm reklamında oynuyo, çok tatlı..
biri geçerken gördü duydu muhtemelen, üşüyüpte ısınan kadın rolünde reklamda burnunun ucu pembe -

bu da furuların grubuymuş belki bakrsın aşkım.

http://www.herkesdinlesin.com/hicazkar

20.01.2006 - saat 20.34

aşkımmmcaNM,
dün akşam - cuma - 10 gibi çıktım boralarla buluştum, aramıştı çok, hadi abi çıkıver ediver diye hastayım dedim başta cidden kırıklığım vardı ama zorladım azcık kendimi, iyi de geldi sonra.. sabahtan akşama o bomboş salonda tek başıma oturmak çok sıkıyor osman beni, iş arkadaşı merakım yok olmadı zaten hiç ama konuşcak birinin olmaması dayanılmaz, neyse çıkıp bi saat oturur gelirim dedim.. borada cidden ısrar etti 2-3 kere aradı ben bozuk konuşunca muhtemelen.. arayamadım daha önce hep ders bok püsür açıklamaları filan yaptı ..neyse, cem, furu, fulya, selçuklar, çağdaş çok kalabalık bidolu insan vardı.. az sohbet ucuz bira kızılay da bi barda oturduk - azcıkda olsa bi rahatladı dağıldı kafam,..
cem furu özellikle çok selam söyledi, cem uğraşıp duruyomuş grup işleriyle hala bascı sabitleyememiş.. en kolay olması gerekn müzik punk rock değilmiş diyor, kimse çalamıyomuş istediği gibi hani o herkes yapabilir havasını vererek ama ustaca.. anlatıyoda herkes metoduna takılıyomuş gereksizce fazlaca.. furu kendi grubunu kurmuş ve ud dersleri vermeye başlamış, baya keyfi yerindeydi..o da gelsin osman sizi fasıllara götürürüm dedi.. dün geldiğimden beri ilk defa ohh burdada var arkadaş dedim, yapabileceğimiz bişeyler güzel vakit geçirebileceğimiz insanlar var ..borada yazık açıklamalara boğdu beni, sana yazdığı 2 satır mektup için bile osman beni tanıyo beni biliyo benim ona hayatımın her anından onun bana olduğundan daha çok ihtiyacım olcak, eşibenzeri yok osmanın yok şöyle böyle devamlı bişiyler dedi.. fulya bide ertuğ da vardı boranın diğer kuzeni, kalabalıkta unuttum gittim bende sıkıcı ve akmayan zamanı..neyse işte aşkım herşeym gelde beraberce neler yapcaz neler diye uyudum gece..

evdeyim şimdi pijamalı..yatağın üstünde çıkardım kamburumu, bi düzenleme yapmak lazım, masada oturarak bilgisayarda çalışabilmem lazım.. pc ve cdler heryanı sardı bende burayı park yaptım, yataan üstünü - defterede yazsam kitapta okusam tv de izlesem mace de bağlansam yatarak veya çömel pozisyonda yapmak durumundayım, fazla uzatamıyorum buyüzden.. bugün çarşıya çıkarsın sandım başladım 8 de aramanı beklemeye, cep telefonunu aradım sıra sıra..sonra öğrendim eğiteme çıkmışsınz yada öyle diyen birine inandım.. yarın heralde çıkabilcen, işalaa.
çok yoruluyosun aşkım vakit bulamıyosun belki hiçbişeye ama az olmasından çok olması işin iyidir belki zamanı kolay geçirmek için.. bununda iyi bi tarafı vardır mutlaka, belki öteki türlü gerçekten sıkılacaktın, yada hani birileri demişti memet bile komutana yakın olmak kötüdür, uşağı gibi kullandırır evladına karısına .. diye, şimdi devamlı harekat halinde olcan, hem filinta gibi gelcen, sereserpe.. bu ilk bikaç hafta geçtiği gibi geçmez belki sonralar oturur rutinine, şimdi sizide eğitmeye çalışıyo komutanlar işlerini devrediyolar, sonra nispeten kendibaşınıza kalırsınız.. herneolursa olsun geçiyo gidiyo bitanem, ocağın 20si oldu bak, şubat geldi bile.. sorası 3 ay, yazın 3 ay boyunca hersabah kanal 1 de saat 10-11 gibi bollywood filmleri izlemiştim hatırlıyomusun, bazen dayanamayıp uyandırırdım seni yada sesli sesli hayran kalırdım şatafatlara..
yaz geçti, her film birbirinin aynı gibiydi, oyuncular bile.. herşey abartılı herşey törenseldi..aşk mektupları, fedalar, ölümsüzlükler, zaferler, kesişen yollar.. büyülene büyülene hergün o benzer filmleri izledim, sen yanımda uyuyodun,
bi sabah yanağına gül yaprağı koyarak siyah çarşafların üzerinde fotoğrafını çekmiştim..
geçicek bitanm 3 ay.. döndüğünde saçlarıma takılacak güller, sen beyaz gömleğini giycen..
seni seviyorum roja
seni seviyorum raja
seni tüm abartılarım tüm fantazilerim tüm görkemli hayallerimle karşılıycam..
rüyanda gör şimdi beni.. saat 21.21

Friday, January 19, 2007

19.01.2007 - 12.45

bitaneciğim, yemek çokta soğumadan gitsem diyorum çok süper olacak, ama dönünce iş yığcaklar başıma diye şimdi şu linki koyup hatırlatma baabından sonra yazcam, bu bildiğim 5i bi yerde blogu, yazan yazıyo işte - bende sana özel mırıltılar yazmak dışında buraya bazen link vesaire koyuyorum ya, acaba hem bu bloga hem diğerine koymasam sen diğerinden takip edermisin diyorum.. böyle gevrek bi sorunsalım var annıycağın, yani bazen sana da özel linkler konabilir elbet, hani bi projeyi müziği sadece senle paylaşmak isteyebilirim.. herhangi bi sebepten ozaman buraya koyarım ama olaki diğer bloguda gezerken tekrarlar seni sıkabilir.. peki ya gezmezde kaçırırsan linkleri hihihihi.. neyse bugünlük bu problemin üstesinden şöyle gelivereyim bilahare düşünürüm, ahımşahım bişey koysam ki içim yanmasa derken,

diğer blogda videolu ve bi telefon projeli post var, burdan ona gidersin..
http://beingherebeingthere.blogspot.com/


burayı videolarla pisletmek istemiyorum da oyüzden videoları diğer blogda toplıyayım ama buraya enazından diğer tek satırlık linkleri atayım bari, içim raaat etmedi

http://www.hellodamage.com/tdr/archive/6diary/SEXBOOK/1.html
ahşap adamla caponhistorisinin muazzam aşkı,
bide
http://www.severalprojects.com/projects.html#
http://www.severalprojects.com/T_DCV.html

Thursday, January 18, 2007

18.01.2006 - saat 20.20

yatıyım artık. aramadın, orası uzak belki telefonlara, yada belki yeni gelenler var yığıldıkar kuyruk oldular.. sende arayamadığın için sıkkınsındır aşkım benim, sinirleniyosundur.. canım sesini duymak herşey demek oldu anlatamam.. evde terör estiriyorum, kahkülüme taktı annem eyriymiş keselimmiş adam gibi, delirdim masada enson ağlıyodu annem, babam bana laf ediyodu hadi kızım senin asabın bozulmasın daha fazla yeterki asabın bozulmasın..gidiver .. işte eve gelmek için can atıyorum daha doğrusu evde olmayı terciheder oluyorum ..evde böyle - babam geliyo yanıma oturuyo ters ters bakıyorum, anneme adam gibi cevap veremiyorum herşey sanki tüm sinirim onlardan çıkıyor osman, çok mutsuz ediyorum kendimide onlarıda - ne beklediğimide bilmiyorum.. ilgi ilgisizlik - başıboşluk.. al işte çekip gittiler, yalnız kaldım babama göstermek için bugün yaptıklarımı getirmiştim yarın geri götürmek üzere işe..gösteremedim.. neyse bianda nasıl değişcem ben, nasıl gülcek yüzüm..nezaman napınca içim mutlu olcak, sen olmayınca sana da bu sen olmayınca baskısını hissettirmeden nasıl dingin olcam..

18.01.2006 - saat 20.03

http://www.myspace.com/thetwotears
bunnarda aynı cirkulasyondan - dubaili 2 tip, son şarklarını özellikle sevdim galiba,
http://www.myspace.com/hollygolightlymusic
bu kadıncaaz da böyle önemli bi müzik şahsiyetiymiş izlenimi verdi, gitarlarını sevdim without you here demesini.... dıngdıngdının nını dıngdıng - diğerleri cizgifilm countrysi..

18.01.2006 - saat 19.43

sabah ki one girl band in ahbaplarından biri sevdim buarada 2sinide,

http://www.myspace.com/divinetranny
sevmişim gibi davranmıyorum ama, dinliyorum işte şuan..
bakalım neler çıkıcak daha kazıdıkça..net cafede işallah vardır ses -

18.01.2006 - saat 18.37

canım aşkım - ara nolursun nolur alaam sana bi fırsat bi kolaylıklar ihsan etsinde bi başıboş an bi müsait telefon çıkarsın karşına..ben pek bi bunalım anıma denk geldim, kendi kendime denk geldim anlıycağın..normalde pek rastlaşmamaya çalışıyoduk, o beni ben onu görmemezlikten geliyoduk da bugün bi su bitti içerde erken uyandım.. ben uyanmışken daha diğer ben de uykuya dalmamıştı, toslaşıverdik..
du bakalım 4 gözlen bekliyoruz iyi haberlerini..hayır aklım rahat dursa aklım rahat durmaz, ya bişiy olduysa demekten..
nolur iyi ol nolur aramasanda..

18.01.2007 - 13.42

yoğun bakımdan çıktım galiba. hala hastanedeyim o kesin. biraz daha suni çiçek.. ilaç tedavisi bitene kadar bari, yokluğunda düş kuracak kadar..
apartopar herşeyi bırakıp arkamda istanbula taşındığımda da ilk 1 ay hiç ağlamamıştım, 1 ayın sonunda sanki dün olmuş olan gibi çözülüvermiştim, eve gidipte hala orda olduğumu artık orda olduğumu anca anlamıştım.. bende ki bu idrak gecikmesi beni bile şaşırtıyor, sinir kilitlenmesi ya da başka bi şoklama metoduyla da ilgisi yok sanırım, yani durduk yerde evet gayet durupdururken, yemeye gitmiş herkesten sonra gidişimin altında ve dışında yatan anlamlarla yemeğimi kaşıklarken, sırf bu geç gidiş yüzünden asıl sıcak yemeği kaçırmış soğuk pilava talim kalmışken.. genede ohh doydum diyerek masama indim.. bilgisayara baktım öyle uzun, açık sayfalara.. internette gezdiğim giderken sakladığım sayfalara, senle bakmak istediğim sayfalara, tşört tasarım yarışması sayfası, kısa film festivali sayfası, incity aylık ankara şehir rehberi sayfası, bikaç sesden dolayı dinlemeye çekindiğim myspace sayfası, bak dergisinden linkine ulaştığım bikaç müzik ve design sayfası, arada sırada gözümle toolbardan inboxını kontrol ettiğim sanki zamanın geçişini ençok zorlaştıran gmail sayfası..sonra ağlamaya başladım ohh sular seller gibi..bi baktım burda öylece oturan benim, tepeden baktım nihayet kendime, fıstık yeşili yeni boğazlı kazağım sandığım kadar yakışmamış, bi örnek olsun diye aldığımız fıstık yeşili kilotlu çorabım görünmüyor bile, eteğimi sarıyerden almıştım.. saçlarımı sorma sabah kestim kahküllerimi, dümdüz ettim sonra kahkül değil hani alın kılı gibi oldular, ütülenmiş kafama.. arkadan yamuk bi topuzla işi kotarmaya nispeten ciddi gözükmeye çalıştım, gelgörki kimsenin yüzümü yada yeşil kazağımı gördüğü bile yok, başkanın yada gönül hanımın beni görme ihtimali olan günlerden diye 2 dakikadan fazla özenmiştim kıyafetime, neyse..oturuyorum işte böyle ben bene..babacığımın aldığı minik fırın olmasa üzerimde bide palto olurdu, busaate kadar yanınca hele karnımda doyunca çıkarıyorum paltoyu.
aklımdan kaçan tenyalar, bi gidin de sigara yakayım diyorum, hem ağlamaya iyi gelir tekrar öğrenmeden.. tekrarlamadan öğrenmeyi.. seni çok ama çok seviyorum - inşallah iyisindir.

18.01.2007 - 10.02

tastamamına 1 aylık oldu atom karıncalarım, daha maaşımı almadım ve hatta maaşımın ilk ay maaşımın 3-4 gün sonra 15 günlük olarak yani 1 milyor yatacağı kesin bilgisine nail oldum.. hesap kapama mevzuatlarıymış kafam basmadı kurcalamadım.. muhasebeci anlattı, kayma oldu sene sonlarında olur hep dedi, sizinde ayın yarısından girdiğiniz için yarım maaşınız yatacak dedi.. neyse ne artık..
bitanem bugün aramamandan korkuyorum dün de konuşmadık önceki günde, 2 gün olmuş oldu.. 3.günde aramazsan neler olduğunu merak edebilme hakkımı kullancam. çok mu yoruyolar, çok mu yoruyosun, çok mu uzak telefonlar, az mı kontorun var.. dün gece rüyamda 45 kiloya düşmüştün, kemik yığını olmuş yüzün, sarıyerde bizim evimizdeydik.. ben seni orda bekliyomuşum ama hiç aydınlanmıyomuş hava, hep alaca saatler, bende biraz düşkün gözüküyordum rüyada vaktim hep yatakodasında geçiyor gibi yatak odasının kapısı sokak kapısı olmuş, ordan giriyosun.. ev okadar kalmış salonda yeller esiyor, inşaata dönmüş - pencereler kırık dökük.. bekliyodum gelmeni, başkaları geliyo gidiyo..biara bora geliyo oturuyo benimle .. o şişmandı hala. neyse sonlarına doğru uykumun, pudra açlıktan kudurup masamın üstündeki kültablasını yere fırlatıpta beni uyandırana kadar sen geldin, siyah bi tşört vardı üzerinde, terliydin, saçların hafif uzamıştı ve 45 kiloya düşmüştün..sarıldım ama çok kaskatıydın.. fazla kalmadan geri gittin, ya da ben uyandım ..oralar içiçe girdi..devam etmeye çalıştım olmadı.. pudra kafamı eşeledi durdu, sonrada saat çaldı..

indim servis gelmedi, 20 dakika bekledik aşağıda, komşu kadın ve bizim oradan binen diğer bir kadın.. 20 dakika günaydın dışında bana diyecek bişiy bulamadılar, günaydını da ben verdim keza. sora servisten serpil diye başka bi kadın arabasıyla önümüzden geçip bizi aldı, servis gecikecekmiş diye. arabayla gittik, arabada gene 4 kadın ve bir ben. herbiri annem yaşında, ama ben onların iş arkadaşları pozisyonunda olduğumdan benle konuşup sevgi şefkat göstermiyolar, hiçbir türlü ne yaptığım taek de neci olduğumla bile ilgilenmiyolar ya da ne biliyim nasıl olduğum, alıştınmı nasıl gidiyor vesaire.. ben onlarla yaşlarından başlarından tavırlarından çekinip konuşamadıkça onlarda benle konuşmuyor.. dışardan tuhaf gözüküyor, yani baya tuhaf.. umursadığım bişiy değil yoksa zerre kadar.. ben otostop yapmış filan gibiydim .. araba hadi özel bi durum serviste devamlı böyle.. lafa girme kendini tanıtma nezaketsizliğini gösteren benmiyim acaba allam allam..bunlar ne benim biricik güzel kafamda - tüüü çıkın gidin haydut salgılar - pejmurde endişeler..
neyse aşkım herşeyim, bi içeri gidip 2 gün önce basılması gereken ama laf anlatamadığım için ayaklandıramadığım matbaa ustalarının hareketsizliğinden dolayı ancak daha basılıyor olan, beni başkanın siniri ve gönül hanımın üstüste telefonlarına maruz bırakan 2 adet kıçı boktan kitabı takip etmeye gidiyorum, ellerimi arkama kovuşturup..
sonra çay içip sigara yakarım.. seni çok seviyorum.

şunu diğer bloga koydum ama belki ona bakmazsın, daha geldim geleli ilk myspace durağı.. dinlemedim uzunlamasına ama
http://www.myspace.com/thevenusflytraponegirlband
belki arkadaşlarndan bişiler çıkar akşam bakcam,

Wednesday, January 17, 2007

17.01.2007 - 16.15

http://www.ubu.com/film/

al bitaniciğim cok super bi site, bakınbakınbakalım,
..
ben çıkıyorum assora

17.01.2007 - 11.15

kuzucum, geldim bastık broşürleri, 2 adet kitabı..onay bekliyoruz, boş geçen geçmek bilmeyen dakikalar fanusuna alındım tekrar.. dedim ya kendi işime gücümede bakamıyorum bir hazır ol, komut bekle hali söz konusu.. şimdi deniz aradı, önderden senin aile merkezi telefonunu almış aramaktaymış seni, ulaşamyınca bana sordu, selam yolladı gözlerinden öptü, fırsatım olursa izmire gelmek isterim dedi sağolsun.. belki pınarın doğumuna özdemir gelirken beraber gelebilirler... ben de onlara denk getirip getirmemeyi düşünüyorum, bi onları bi beni görsen 1 hafta şenlik yerine 2 hafta şenlikli geçse daha iyi olur heralde..
neyse gelsin bakalım o vakitler, .. şimdi konuşulacak daha neler neler varken dimi, unutmuşum farkedip duruyorum anlatacaklarımı, ankarayı ankaralı olmayı kendi kendime konuşup durduklarımı .. ya da messerchups ın şubatta istanbulda olacağını, ya da nebiliyim sanat sergi havadislerini haha en önemli şeyleri hep unutmuşum, bi dongunluk bi sıkışık mutlulukla tüketmişim 2 günü.. ohhh be diye ferahlamışım anca, yüzün gözün kazınmış hatırıma... ne gerek konuşmaya derken içimden dalıp gitmeyi tercihetmişim.. unutuveriyorum herşeyi, unutmak nasıl bir mezhepse dinden içeri.. dediği yunus emre'nin.
zafer'in kitabını okuyorum ders aralarında, bide eksen de yaptığım gibi şarkı ilustrasyonları yapmaya başladım, sonracıma radyo odtü ye de mail attım, program yapabilirmiyim diye.. cevap beklediklerime ekledim..
ankara ünv radyo televizyon sinema master programına baktım, ingilizce öğrenim görenlerden tekrar toeffl yada herangi bi yeterlilik istemiyolarmış, diğerlerinden de tömer yeterliliği yetiyormuş, less de 45. bütçe planlamasına aldım, mart gibi less e başvursam, mayıs da sınav, ağustosta mastera başvursam - radyo tv sinema - nebiliyim düşündüm öyle..
mehmet de galiba işte yaptığı şeyleri koç üniversitesi master hocalarına mı göstercekmiş tam anlamadım, fatma teyze mail atmış, sorarım gene .. ama master yapmak istiyormuş o da.
aşkım bak bu kiki smith in adresi daha vaktin varsa azcık da buna takıl
http://www.moma.org/exhibitions/2003/kikismith/
enter web site dan..
bu blogu senin vaktin oldukça okuyacağın bir şey olarak düşünmeye başlamalıyım artık, kendi karın ağrılarımı yazmamalıyım..yılbaşında babam 3 tane ajanda verdi bana.. al başına belayı dedim.. yazmasan olmaz, vakti geçer tarihi pullanır, e bi kişinin de 3 ajandası ancak o kişi bensem olur diye koyuldum dün gece , biri iş ajandasıydı zaten gördüğün..diğerini ev ajandası yaptım, bahaneleri sıkıntıları oraya belki yığarım yada kısa notlar evde yapılacaklar..
pijamanı giy, pufa otur, kitabını karıştır, 50 mekik, yatmadan 3 amin.
blogada işyerinde mesela yazarım.. o da aevet ayrı dert daha henüz odamda oturarak yazabileceğim bir bilgisayar düzeneği yok, yatağa yatarak yazıyorum - bu defter içinde geçerli.. sol kolum uyuşana kadar yazıyorum.. yada belim tutulana kadar.. pc hantalca yer işgal ediyor.. nete bağlanabilen seyyar mac gençliğini ve güzelliğini eskitiyor.. ben hüsran dizginlerimi boşa salaraktan iş çıkışı evini hayata dargın ifademle daha da beter hale getiriyorum..
ama ne yapılır ne yapsam bilmiyorum, hem zaman çok hızlı geçiyor hem de yavaş.. hem çok rahatım evde, hem sıkıntılı.. hem en sevdiğim 2 diğer insan yanımda hem yapayalnızım.. hem sen varsın aklımda hep sen varsın gelecek.. dur bunlar geçecek - daha yeni atıyorum yol yorgunluğumu, kamilsizliğimi, kardeşsizliğimi.. ankara boş - rahat ama boş - aslında iş çıkışı evde azmak tozmak için daha ideal bir işim olamaz, radyo gibi 5 de bitiyor iş, 6 gibi evdeyim tamam erken yatsamda 12 de, 6 saat vakit var ve yorgun daolmadığım vakitler.. ama ne yapcağım şeyler beni heyecanlandırıyo, ne de bişey yapmıyorum diye içim rahat.. uyuşuk çıkmazlarım benim yüzyıllık meselem, geçer aşkım biliyorum, senle konuşmak senle olmak istiyorum sadece biran evvel, kendi evimi istiyorum, geçicilikte yer bulamıyorum belki.. sadece bi gayret etsemde bari annemle babamı hoş tutsam, onlara doysam..geriye baktığımda bir onu yapabilmiş olmak isterim, 5-6 ay onlarla güzelce vakit geçirsem yeter..
seni çok seviyorum aşkım, azıcık silkeleneyim, bi girene karşı doğrulayım, ağzımı çalkalayım... yazarım geri.

Tuesday, January 16, 2007

16.01.2007 - 13.23

aşkım, küçücük oldum yine etrafımda, top gibi.. sarılıp uyumak istiyorum sana değilsede sen gelene kadar kendime, uyanmadan - uyandırmadan sabit bir fikri.. çalkalandırmadan içimdekini..ağzımdan burnumdan geliyor yoksa su gibi özlemin..
yemekte bi ağlamak basıyor şimdi, 5 dakika önce.. sel oluyo yemek yeri.. bunları okumasan mı daha iyi, okusanda iyi.. karnım ağrıyo çok, hasta oldum..bu soğuk bacak üşüten yerde bu ay karnım çok ağrıyo.. ilaç fayda etmiyo, fırının altına sokuyorum ayaklarımı bekliyorum, akşam olcak.. önümdeki iş bitcek, kısa gün kısa paçalı bana kar gelcek.. evime gitcem, pudrayı sevcem, belki arıycan.. diye bekliycem..naparsam yapıyım beklemekle geçircem 4 ayı, beklemekle sündürcem yanaklarından..
bitanem çok özlüyorum seni, çok durakalıyorum sensiz.. çok anlıyorum nekadar yalnız olduğunu, nekadar şaşkın.. hep yanında gibi hisset aşkım beni, ben burda senle hissediyorum herşeyi..

Monday, January 15, 2007

S - ELAM

S - PARK

ÇİM SEDDİ SEN MİS ETTİ


SEN BEN DENİZ VE ÇİM SEDDİ


15.01.2007 - 16.45

aşşkım, bidolu iş çıktı şimdi, yarın başkana götürmek üzere 16 adet broşür, 2 adet minik kitapcık..sonra sinop afişleri ve davetiyeleri 2-3 güne hazır edilecek.. sonra kütüphane benden bidolu afiş istiyor, duvarlarına asmak için..ve brifing odasının duvarları baştan aşağıya yenilenecek..
ben gene bi can hıraç yaparım bunları bakalım nezamana onay gelirde basılır..neyse enazından belli bişiy dedi de kadın içim rahat etti, bide tsrmkart diye bi firma bulmuştum ben geçenlerde ankarada bu hani kartpostal serim var ya benim yapıp köşelere koymak istediğim kabin kabin ..onu ankara menşeyli bi firma burda kendince yapıyormuş yani tek işleri kartpostal yapmakmış girdim netten baktım sonra bende tasarım yapmak istiyorum size diye mail attım, bakalım cevap gelsin belki zevkli olur..akşam evden de tolgaya ve pinara bi daha mail atıcam buarada şu kitap için..sizden ses bekledim ama nedir durum diycem, cidden yazı yazmak içinde müsait burası - seni çok seviyorum gülgoncam.

15.01.2007 - 12.13

canım,
okadar huzurlu geldim, sarıldımki gene gece sana.. uyumak için 2günün sıraladığı suratını izledim, elinin sıcaklığını, yumaşaklığını, sana sarılmayı..senle yürümeyi.. konuşmayı, durmayı,bakmayı.. esmeyi, dinmeyi..senle olan herşeyi, geçen 2 günü..kavurdum gözlerimle, gözlerim kapalı içten içe ..
uyanmışım sabah kaymış gitmiş yatağımdan, sanki senle kalktım, 5.30 du saat, servise 2.5 saat kala, geride uyuyamadım..
huzur biraz hüzne karıştı, baktım bitmiş sönmüş gece, ankara başlamış.. gelmişim gene, iş.
iş? deme boşver demişim kendime, suss..
sen aramışsın - sesin ne güzel, telefon ne tonsuz..
oturmuşum masanın başına,
yapılacak herhangi birşeye de girişemiyorumki, ya bian biri gelirse diye, öyle gelişigüzel hızlı hızlı sanat sepet haber havadis okumak bakmak dışında vakti pişiremiyorum kendi aleyhime.. dedim ya fonda bi kara taek logosu, sanki hep meşgul hep bi uğraş halinde iziyle gözlerimi kısıp seni düşünüyorum, mutsuz hasta filan değilim.. daha paltomu çıkaramadım sadece, daha ısınamadım buraya, daha alışamadım hele hiç seni görmemeye..
osman çok özlemişim anlamadan, görünce boşaldı ayaklarım, ağlamam ağlamıycam derken, görünce korkudan ölcek gibi oldum ilk an, 'şşş alo' dedin ya bizi görünce hihi romantick! huşu..
neyse dünyalar güzeli 2 gün geçirdik, fatma teyzede devamlı arıyo çok iyi oldu çok sağol diyor, beni sanki sebep görerek gelmesine.... ben de ona mail attım uzun uzun..dedim bizim elimizde de değil pek bişiy,
dedim,
'çocuklar herzaman için şımartılmalı bence, sevgi herzaman için
katbekat gösterilmeli, kalbini aç demişti bana alpay izbırak, çok
sevdiğim tiyatrocu, ben daha orta okul 1 e gidiyordum ona yazdığım
şiirleri okumuştum, kalbini aç gelen vursun giden vursun, şap şup
vursunlar kalbine ohhhh ancak öyle o kalp kalp olcak demişti, ama
demiştim ağlayarak ben; 'ne kadar değer versemde ben, bana onlar değer
vermiyor benim verdiğim kadar...' sen biriciksin demişti, kimsenin
değer vermesini bekleme, göz yaşımı sildi bak dedi bu senin biricik
gözyaşın, kimsede bundan yok, onlar değer vermesede bu senin biricik
gözyaşın, karşılığı olmasa da bu senin biricik sevgi dolu kalbin
demişti.........sevgimiz madem bukadar biricik niye kutulara saklaya saklaya, tasarruf
ede ede verelim, burda oturarak geçen zamana acıyorum ben, işlerimden
de hep öyle ayrılıyorum işte... dışarı çıkıp sevgiyle bişeyler yapmak
için.. severek, coşkuyla.. onun pılı bunun pırtı diye diye geçmesin
zaman..
elinde ne varsa herzaman fazla fazla kendinde kalmayana kadar
verdi annemle babam..onların yüzünden belki de benim uyumsuzluğum,
çocukluğumdan beri arkadaşlarıma ben de, sevgimin yapıp ettirdikleri görece değişse bile,
öyle - yani karşılık beklemeyerek - davrandım..
kimilerini korkuttum kaçırdım, kimileri
şımardı ben kaçtım, kimileri anlamadı.. kimilerini anladı sandım..
neticede bişeyin bizim elimizden çıkmasının aslında sadece vesile
olduğunu anladım, o yüzden yapılan edilen kalmadı geride.. 'an'lar
kaldı, o anlar içinde şikayet edip söylendiysek vay halimize, ohhh be
diyip yaşadıysak ne mutlu bize...'
baktım sora hep ohhhh diyip yaşamışız biz senle, 3 seneye yakındır, şikayet ben etmedim osman hiçbişiyden.. yemin ederim nolur sanmaki öyle, nolur senle yaşadığım hayattan mutsuz ya da tatminsiz sanma hiçbir zaman beni. benim görüp görceğim en güzel en mutlu şeysin sen, bu kadar çok sevdiğim titrediğimsin.. suratımı uzatmalarım, ya da işten - ailevi vesveselerden söylenip sana dert yanmalarım zerre kadar gerçek değil benim hayatımda, kalıcı değil.. hatıram değil onlar.. sensin sadece, ve tek korkum tek mutsuzluğum bigün beni bana kıyamayarak sevmeye devam etmen mutsuz etmekten çekindiğin için benle olman olur..nerden çıktı şimdi bunlar bilmiyorum..
keşke yürüsek gene o yolda sen 'mışıl mışıl uyuycaz' desen gene, ben çekinsem utansam sana sarılıp ağıtlar yakarken, tenine dokunupta ya ayıp edersem ya fire verirsem derken..keşke ben de sana onu öyle yaşatsam, sen beni yanlış bilmesen.. aslında 'normal de hani ayrı yatılır ya' derken ne kastettiğimi hemen anlasan, cümlelerim dolanmasa bi dilime, bi kapılmadan telaşa endişeye yaşasam seni...
nolur aşkım beni hep seni DELİLER gibi seven ve senle hep DELİLER gibi huzurlu, mutlu olan biri olarak hatırla...
gerisi yalan, gerisi hayat..
gerisi aldandığımız geçen zaman..
..
umarım üzmemişimdir seni, bastıramadığım keyfe keder halimle umarım içinde kırmamışımdır .. bende işte yenildim orda şehvet ihtiras :) ve karşısındaki sonsuz utanç ve gene sıradan hislerimle boğuştum kaldım, dedim ya ne kadar sevsemde o başka bi durum başka bi hane kendi annemde olsa o mahrem orası ev bizim evimiz ..diye.. ama işte gözümden kaçan bunun 'normal' bi durum olmadığıydı işte, orda biz dediğin gibi konaklama halindeydik, ve arkadaş evi yakında olsa uzakta çok tercih edilmeyebilirdi, aşkım biriciğim.. uzatmadan bu konuşmayı daha, tekrar özür diliyim.. o güzel dilinle mışıl mışıl diyişine kurban olayım ben..

Thursday, January 11, 2007

******3 GÜNLÜK İZMİR KESİNTİSİ******

çıkıyomz biraazdan, son bi sigara yakiim - fatma teyze varmış yanına - seni bekliyo, prova yapıyomuşsunuz, ben de kamerayı getiriyorum sinir olcan belki ama sora içinden kullancak bişiy çıkar belki, azcık çekeriz batarya bile almıyorum, aağğr oldu çanta...
canım aşkım, su gibi geçiyo olcak zaman hemen kavuşcaz..
seni çok seviyorum

11.01.2007 - 14.30

bitaneciğim, geliyorm yarın şusıralarda fıkırfıkır olcak içimiz, gözlerimizde yaş - kalbimizde alev ateş amann diyim dur bu ne telaş .. annemcim pasta yapıyomuş evde sana, ben dün gece yapamadım annatırım, son dakka bombası yaşadık kamille, elimayağım bir pabuç. iş desen yığıldı son dakka, gönül hanım unutmuş gibi gideceğimi, mail attım kenardan bi hatırlatma, amaaan atsınlar da işten ben gideyim durumundayım zaten, arasıra geçiyor aklımdan cadılıklar, özürdilerim allaam ama burayı bi yaksana, işte affet ama nolur başkanbeyi öldürsene, işleri durdursana,.. diyerek kendi minik misil vudularımı yolluyorum..akıl almaz biyer, akıl almaz akıl almaz cidden hele ben şusıralarda bu cümleleri kurmaya çalışırken gelen telefonlar - hele ben şu cümleler sıralamaya gelirken çalışan telefonlar...aman allahhümme, neyi nasıl anlatabilirimki, lazımmı? değil tecrübe etmek bana nasip oldu şükür..
erken çıkmak istiyorum bugün anacığım gelip alcak, başörtüsü serbestisi olmadığından dışarı çıkcam orda bekliycek,sonra ver elini izmir, ver elini aşkım..her santimin ver elini.. yanıma alıncak listesiyle günümü hoş edeyim az daha, yer kalmadı gerçi ya çantada..du bakalım.
buarada beril the beril arayıp asabımı zorladı, evleniyomuşsun rüyasında, gerçekten evleniyomu bi sorayım dedim diyor, sana ne ki manyakmı ne?

Wednesday, January 10, 2007

10.01.2007 - saat: 16.51




arıyorum 5 seferdir açılmıyo ya da meşgul..
doğumgünün kutlu olsun aşkım, MD den müzik dinletcektim, bütün gün telefonla MDyi beraberce gezdirdim gittiğim yerlere ararsan diye...
bugün çook büyük bi boşluk var üstümde ağlayıp duruyorum sabahtan beri, ..nolur bitsin bugünler çabuk..

Tuesday, January 09, 2007

09.01.2007 - saat: 13.14

bitanem, aynı yerdeyim..azıcık daha ısınmış vaziyette..yemek yedikten sonra yanaklarıma kadar ateş basıyo.. çokmu yiyorum yada sıcacık yemekhanede bile paltoyla oturduğumdan da olabilir.. ama bayaa dolu dolu tabaklar geliyo, pilavı etli bir yemek işte sebzeli filan..çorba oluyo kesin..bide salata..3 senedir hatta belki 23 senedir yani öğlen yemeğimi evde yemediğim yaşlarımdan buyana hiç bukadar doymuyodum günün bu saatinde.. şişko patatesliğe ilk mesai işte, napalım akşam annemin lezizlerinden taviz vermeye çalışıorum..filan filan burda da dert bundan ibaret olsun aman yani, .. kamil gidecek 3 güne - ozaman eve de bukadar can atarak gitmiyor olucam, hayatımdaki 2 mekanında böylelikle önemi azalacak, burası daha çekilmez ev daha sönük yalnız.. kokusu durcak odasında ..gitcem yatağına oturcam - taa 1 sene sonra konuşacağımız paylaşacağımız hayatımı yaşamaya devam edicem, bitanecik kardeşim ne dinledi beni, anlatmadığım hiçbirşey kalmadı, ne anlattı, ne konuştu ablasına ...
şimdi işten arıyorum arayabilme şansımı kullanmak için sadece, bişey demiyceksemde..
akşam çıkalım diyodu yarın için, senin doğumgünün.. ben banyo yapıp çıkınımı hazırlıycam yarın, bu akşama çevircez galiba, gidip abla kardeş bira içeriz son bi - msn de eranla konuşmuş, bikere hani bizim çıktığımıza onlarında eklendiği gece gelmişti eran bora filan hiç konuşamadık abi bi buluşalım bidaha demiş eran, belki ben yokken buluşurlar, belkide bu akşam ararız borayı ve eranıda...gerçi bora sonra anlatacağım sebeplerden ötürü delirtiyo beni..çoook düzmece geliyo, herşey çok palavradan tırışka... bi gelsen artık .. içim çok sıkışıyo osman.

09.01.2007 - saat: 13.14

bitanem, aynı yerdeyim..azıcık daha ısınmış vaziyette..yemek yedikten sonra yanaklarıma kadar ateş basıyo.. çokmu yiyorum yada sıcacık yemekhanede bile paltoyla oturduğumdan da olabilir.. ama bayaa dolu dolu tabaklar geliyo, pilavı etli bir yemek işte sebzeli filan..çorba oluyo kesin..bide salata..3 senedir hatta belki 23 senedir yani öğlen yemeğimi evde yemediğim yaşlarımdan buyana hiç bukadar doymuyodum günün bu saatinde.. şişko patatesliğe ilk mesai işte, napalım akşam annemin lezizlerinden taviz vermeye çalışıorum..filan filan burda da dert bundan ibaret olsun aman yani, .. kamil gidecek 3 güne - ozaman eve de bukadar can atarak gitmiyor olucam, hayatımdaki 2 mekanında böylelikle önemi azalacak, burası daha çekilmez ev daha sönük yalnız.. kokusu durcak odasında ..gitcem yatağına oturcam - taa 1 sene sonra konuşacağımız paylaşacağımız hayatımı yaşamaya devam edicem, bitanecik kardeşim ne dinledi beni, anlatmadığım hiçbirşey kalmadı, ne anlattı, ne konuştu ablasına ...
şimdi işten arıyorum arayabilme şansımı kullanmak için sadece, bişey demiyceksemde..
akşam çıkalım diyodu yarın için, senin doğumgünün.. ben banyo yapıp çıkınımı hazırlıycam yarın, bu akşama çevircez galiba, gidip abla kardeş bira içeriz son bi - msn de eranla konuşmuş, bikere hani bizim çıktığımıza onlarında eklendiği gece gelmişti eran bora filan hiç konuşamadık abi bi buluşalım bidaha demiş eran, belki ben yokken buluşurlar, belkide bu akşam ararız borayı ve eranıda...gerçi bora sonra anlatacağım sebeplerden ötürü delirtiyo beni..çoook düzmece geliyo, herşey çok palavradan tırışka... bi gelsen artık .. içim çok sıkışıyo osman.

Monday, January 08, 2007

08.01.2007 - saat: 16.42

hihi pipili.. kuzucum vuramamış da kutuları ebeni vurursun demiş komutanı haha, ah be güzelim neler anlatıyosun sen bana, neler oluyo oralarda, büyük adamlar sizi... ahh çok kara komik, dur ben bi geleyimde o bakalım atış yapamayan ellerden öpeyim, ebem kuşağım benim ..
çıkış vaktim geldi çattı, bu akşamda sinemaya gidicez - kültür faaliyet tam gaz, dünde tiyotraya gittik - ağaçlar ayakta ölüre, 2 gün sora bidaha tiyatro bileti almış babam..sağolsun nediyim, gerine gerine isliyorz kamille, hihi.


ah başımda kelebekler fır dönüyo, kronometremin salyaları akıyo, perşembe ölmiyim de allam nezaman ölürsem öliyim diyo şeytancıklar içimde - bi göreyim seni yeter - herşeye değer -
nasıl eksik nasıl bomboş içim osman, üşütücü sular akıyo gibi ayaklarımdan,
ben sensiz ölürüm zaten aşkım,..

Sunday, January 07, 2007

08.01.2007 - saat: 09.33

bitanem, dün gece gene çaldırmadın, sabahları sesini duyamadığım durumlar oldu işte üstüste birinde aile kahvaltısı diğerinde kamille tenados..derken 2 gün aradın aradın da bitürlü adamgibi konuşamadık, çaldırırsın gene diye kontörümü koydum bekliyorum şimdi..tamtamına 200 kontör, sana da kart alıcam daha telefon kartı - bide cep telefonuna kontör.. çarşılarda doyadoya konuşcaz artık ohhh osman artık okadar hızlı geçcekki bitanem okadar mutluyum okadar özledimki seni, artık 4 er 4 er saycan haftaları pazartesi birden bitivercek kalcak 1 ayın 4 haftasında - cumartesilere 4 gün, olcak çarşı - gezcek aşkım.. parklara deniz kenarına gidicek.. walkman de getirsem diye düşünüyorum sokabilirmisinki yanında, kasetleride çok abartmadan.. du bakalım belki getiririm, ozaman çarşılarda müzik dinleyebilirsin mis gibi, bende her ay maaşımı aldığım hafta atlar gelirim koynuna..
kafam çorba osman sorma, elim ayağım tutuşuk 1 haftadır daha pazartesi bugün.. cuma günü görcem seni, bu sabah serviste md yi taktım kulağıma sweetchildofmine dinlerken bi irkildimki gitar nerde diye, hani uykundan fırlar gibi, sanki sana getireceğim gitarı evde unutmuşum gibi, sanki işe değilde izmire gidiyorum gibi, sana geliyorum gibi her dakka sana ...
seniçokseviyorum,
birileri geliyo odaya,

Friday, January 05, 2007

05.01.2007 - saat: 15.44

aşkım babamla kamil beni ziyarete geliyor, bide fırın getircekler yanaklarıma.. sonrada çıkcaz erkenden azcık. seni çok seviyorum, akşam evden yazarım işallaa - herşeyim, dutum, nur tanem demeye girdim sadece.

Thursday, January 04, 2007

04.01.2007 - saat: 13.23

yamruyumru vaziyetimi aldım, ayaklarımı daha fazla ısıtabilmek için masanın altına sürdüğüm radyatöre abandım alt cephemle, üzerim klavyeye mahküm. oda neyaparsan yap buz gibi ki bişeyde yapıldığı yok zaten, yaşadığından haberi olmaz kimsenin burda böyle otursan çalışıyo numarası yapsan, kış geçer sen hasta genede iş güzar bir hal işte..
sabah toplantı yapıldu, sinop özeti hoca amcaya..ey koca başkan bizim başkana.. biz çok romans havasıymışız meğer gönül hanımla o anlaşıldı, şuraya da şunu koyarız buraya da berjer takım ahanda iki tane yeşil abajur, odalara cinevizyon yok polyrocklar çalcakmış feşmekan.. adam dedi siz manyakmısınız bu gayet ciddi kurumsal bi merkez olacak, halk bizim umrumuzda değil gelen zaten ilk 6 ay gelir sonra neyapacak orda devamlı, sinopun delileriyle uğraştırmayın beni hele öyle kültür mültür ayağına entellere hiç bulaşmayın dedi.. a aa! diye kalabaktım.. hele koca atom kadın gönül hanım, ah yüzünden parçacıkların düşüşünü bir görcektin bitanem, sular altında kaldı bizim merkez, ah bizim bilim ve kültür hanemiz.. canımız adak odamız..derken neyse benim bayram değil seyran var demeyerek yaptığım sunum kitapçığı pek övgü aldı adeta hayret uyandırdı, gönül hanımda harikasın envaisin filan diyerek herkese dağıttığım o şematik ve bolbol fotolu, yapılacakların bir action planı edasıyla sayfalarda hazır durduğu kitapcık üzerinden sinop gezimizi tamamiyle tombul bir ev hanımı ağzıyla aktarıverdi, sanırım hoca efendiyi delirtende bu oldu, kadın sadece pis fayanslar ve hantal mutfak davlumbazlarından bahsedivererek biraz polit ama az vahim bir köşeden şutu kaçırmış oldu.. e bende kendisinin yaveri, yolarkadaşı olarak gölgesinde serin sular aramakla kaldım.. uzun süren toplantımız ve toplantıda dimdik duran, kim oldukları kestirilemeyecek kadar aynı duran, adamlarımız gönül hanımı ve başkanı dinledi beni seyretti, ve karar açıklandı: sinoptaki binanın tepesine asılacak panoda bilim ve kültür merkezi yazılamaz, keza bilim şu ve budur halbuysa kültür bu ve şudur, madem öyle zavallı toz parçası binanın ismine 'bilgi merkezi' denmesi uygun görüldü, gereği düşünüldü... ben sunum tasarımındaki ismi değiştireceğim (1dakikalık iş) ve 7 sayfadan ibaret kitapçığımın yapılacak maddesi oradaki şuan karşıma dizilseler tanımayacağım tipler tarafından gözden geçirelecek yani kısaca toplantıda konuşulan şeyler (dinledilerse eğer) eklenecek, badana rengine beyaz değilde kırık beyaz dediysek o cümlede yarım saniye sürecek olan bir değişiklik yapılacak... herneyse toplantı bittiğinde saat 10.30 sularıydı, gönül hanım ve ailevi ekibi yakın arkadaşlarının kızını evlendirmek üzere 2 haftadır tasarım ve dikimi süren kırmızı fistanlarını takınarak Urfa yoluna düştüler.. ben kaldımmı ben başıma, hadi araki bulasın o toplantıdaki adamları, toplantıdan biz erken çıktık onlar benim yüksek müsademle devam ettiler konuşmaya, yani odalarını ve sairelerini öğrenemedim..herbiri bilmemne bölüm başkanı gayet asil kimseler, ben matbaanın dibinden oldukları masalara telefon dahi açamıyorum, öyle bir dahili sistem bile geliştirilmemiş, ırgat sınıfı onlarla konuşamıyor kolay kolay, işini yapıyor, düzeltmeyse düzeltme, yenilikse yenileme.. beklemeye koyuluyor.. saat olsunki 14.00, gün devrilsin yana, yanıbaşında fırtınalar kopsun, tirbülanslar arasında ırgat bir o yana bir bu yana şimdi o tanımsız kahve tonlu dik duran adamlardan emir bekliyor,..
az satır evvel yada yemekten önceki paragrafımda 'belli ve belli değil' derken hatıra pelerinimden bunlar sarkıyordu, napsak napsak diye de duramıyorum..bilet ayırttım, sana yazıyorum şimdi.. ortak blogumuza da yazarım belki, belki aynı şeyleri..hani bilinmeyenli iş günleri aktarımı baabından copy paste ederim ya da.. sonra olur 3 - 4 çıkar sigara içerim ankaranın kimsesiz, bükük havasında, bugün sabah kar yağışıyla 6 dereceye çıkmış olan havasında..
sonra evimin yolunu tutar, geri sayaçlarımdan yakarım bi tutam.. akşam sevinç kırması, akşam kamil torbası, akıl hocam gönül dostum ile konuşur, belki film izler yatarım.. onunla geçireceğim son 8 günün biri daha bitmiş olur sabah, kalkarım geri buraya gelirim.. ben uyurken üşümüş taşlarını duvarlarını sevmeye çalışırım, soba desen masa - masa desen bir fani..

aşkım bunlar biyana, tekirdağ da ve yol boyunca kamille müpem gelecek planlarımızı tokuşturduk da benim ankarada açmak istediğim yerin yada şeyin ismi bile belli oldu konuştukça, 'LOKAL' diyeceğim adına ve mutelif yerlerde şekillerde açacağım lokali, yani ayrancıda bir garaj, kızılayda bi büfe, tunalıda bir bakkal, ümitköyde atıyorum bir müzik stüdyosu bile olabilir icaabında. hepsinin maksadı ayrı ve belli, erişimi kolay tek elden yerler olacak, disiplinler arası proje mekanı kisvesi altında, workshoplar, video izlenceleri, oturup fikir istişareleri yapılabilecek, sanal takılacak daha ziyade aslında, yani ankaralı severlerini (müzik grupları yada sanat öğrencileri) biraraya getirip bişeyler organize etmekle mükellef olacak, bu 'LOKAL' in non profit eğlenceleri dışında asıl para getirecek ayağıda reklam, grafik işleri yürütecek..kah evden ofis kah dışardan müsait bir diğer lokale yerleşerek, ve hatta üniversite öğrencilerine proje yaptıtılacak bu ayakta, TAEK ilk isim olabilir müşterilerden, ben kendimi sevdirir saydırırsam.. bakalım.
gelsin konserler gelsin sergiler gelsin kendi güzelim çırpınışlarımız..sevdiceğim biricik aşkım herşeyim,
sana gülnaneler, yosun rengi içlikler getireceğim, inşallah bulursam.
kesiyorum şimdi, afiş yapmaya başlayayım, 2 ay sonraki açılışın afişi - ben şimdi yapsam onlar yarın görse düşünmeye anca başlarlar, 1 aya anca karar verilir...

04.01.2007 - saat: 12.37

bitanecikaşkım, gidiş dönüş biletlerimi ayarladım, hafif ve aheste saatler - gönül hanım sabahki toplantıdan sonra urfaya gitti,yapacağım şeyler belli ama değil aynı zamanda, hem ne nezamana hem nasıl kısmı bikaç fırın ekmek gerektiriyor, ben yemekhane kapanmadan (1'de) gidip çorbamı içeyim, dönp anlatırım bikaç zibidi daha.. ohh ki ne rahatladım yer varmış arabalarda diye, yanlız pazar günü 10 arabasına ayırtmak durumunda kaldım, uçaklar akşam 7-8 civarında, beni varış saatim itibariyle esenboğadan karşılamaları zor olacak annemlerin, hemde 2gün üstüste esenboğaya gidilecek, pazar akşamı 9 gibi gidip beni alıp pazartesi sabahı kamili geçirmeye tekrar sabah erkenden gidilecekmiş.. pazar sabaı olan otobüs akşam 6.30 gibi varıyor, söğütözünden alırlar beni, akşam da kamiki görürüm, işe gitmeden yada o uçağa binmeden ve 1 seneliğine son kez... bakalım annem bide pegasusa bakacaktı bugün - arkadaşının evinin altında ofis varmış - saatleri daha makul ise dönüş programı değişir, .. du geliyorum yemeküstü..